Hekimbaşı Emir Çelebi
Seyyid Emîr Mehmed Çelebi (ö. 1048/1638) Osmanlı tıp bilgini, hekimbaşı. Bir Anadolu çocuğu olan Emîr Çelebi ilk tahsilini Edirne’de yaptı.
Seyyid Emîr Mehmed Çelebi (ö. 1048/1638) Osmanlı tıp bilgini, hekimbaşı. Bir Anadolu çocuğu olan Emîr Çelebi ilk tahsilini Edirne’de yaptı. Ardından Mısır’a giderek Kahire’de tıp öğrenimi gördü ve orada uzun süre kalıp Kalavun-Mansûriye Hastahanesi”nin başhekimi oldu. 1032’de (1622-23) Akdeniz seferine çıkan ve Kahire’ye giden Kaptanıderyâ Receb Paşa’nın özel hekimliğini yaptı.
Daha sonra İstanbul’da Hassa hekimleri arasına girdi ve kısa zamanda sarayın hekimbaşılığına yükselerek ölümüne kadar I. Mustafa. II. Osman ve IV. Murad dönemlerinde bu görevi sürdürdü. Kendisine Eskişehir’in önemli bir kazası olan Mihalıççık arpalık olarak verilmişti.
Kaynaklarda Unkapanı’nda bir muayenehane açtığı da yazılıdır. IV. Murad devrinde hekimbaşılık yaparken Sadrazam Bayram Paşa ve Silâhdar Mustafa Paşa başta olmak üzere padişahın çevresinden bazı düşmanlar kazandı. Silâhdar Mustafa Paşa’nın Hassa hekimliğine tayin etmek istediği bir yakınına karşı çıkması üzerine padişaha afyon kullandığı ihbar edildi.
Bunun üzerine IV. Murad, bir satranç maçı sırasında Emîr Celebi’ye fazla miktarda afyon yutturarak ve panzehir almasının fayda etmeyeceği derecede oyunu uzatarak onu ölümle cezalandırdı. Kaynaklarda hem iyi bir hekim hem de iyi bir âlim olduğu belirtilmektedir. Hoşsohbet ve tatlı dilli bir kişi olup iyi satranç bilirdi; bu sebeple IV. Muradın musâhibleri arasında yer almıştı. Emîr Çelebi ayrıca ince zevkti olarak tanınıyordu ve devrinin meşhur bir lâle meraklısıydı.
Bazı eserleri bulunan Emîr Çelebi, özellikle Enmûzecü’t-tıb adlı kitabıyla ün kazanmıştır. Kaptanıderyâ Receb Paşa adına yazdığı bu eserin önsözünde eskileri aynen almanın hatalı olduğunu yazar. Örnek olarak mahmude (scammonia) bitkisini verir ve İbn Sînâ devrindeki mahmude ile kendi devrindeki mahmudenin, hatta Antakya, İstanbul ve Mısır’da yetişen cinslerin tesirlerinin aynı olmadığını bildirir.
Enmûzecü’t-tıb havanın, toprağın ve iklimin nitelikleriyle ilgili sağlık bilgileri bölümüyle başlar ve anatomiden kısaca bahsettikten sonra hastalıklarla ilâçlarının teker teker açıklamasına geçer. Emîr Çelebi kitabın anatomi kısmında, savaş alanlarındaki yaralılardan ve ele geçen hıristiyan kadavralarından faydalanarak hekimlerin anatomi bilgilerini arttırmaları gerektiğini ileri sürmektedir.
Eserin sonundaki deontolojik bölümde ise hekimlere bazı öğütler verir. Kitap, daha önceki tıp yazmalarından yapılmış bir derleme olmakla birlikte Emîr Çelebi’nin şahsî araştırmalarını da ihtiva eder. Enmûzecü’t-tıbb’ın başta Süleymaniye olmak üzere çeşitli kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunmaktadır. Çok rağbet görmüş olan eser, sonraki asırda Hekim Âmidî Rızâ Efendi tarafından Kitâ-bü’î-Muhtasar fi’t-hb adıyla özetlenmiştir.
Emîr Çelebi’nin diğer eserleri Netice-tü’t-tıb ve Garibü’l-hekîm olup Netî-cetü’t-tıbb’m İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tıp Tarihi Enstitüsü[2][4], British Museum (Or., nr. 2782/2) ve Sü-leymaniye Kütüphanesi’nde[3][5] çeşitli nüshaları bulunmaktadır.
Kaynak: http://www.kimdirhayatieserleri.com/emir-celebi-kimdir-hayati-ve-eserleri.html